Fulya Varışlı

Corona virüs salgını tüm dünyada etkisini göstermeye devam ediyor. Milyonlarca insanın iş yapış şeklini önemli ölçüde değiştiren Covid 19 salgın hastalığıyla 2020 yılıyla beraber tanıştık. Peki Covid 19 hayatımıza nasıl yansıdı?

Alışkanlıklarımız değişti. Alışkanlıklarımızla beraber, bir çoğumuzun iş yapış şekli, sosyal yaşantımız, ekonomik koşullarımız ve geleceğe bakışımız da değişerek yeni bir formatta uygulanmaya başlandı. Bunun yansımaları bizim gündelik yaşantımızı etkilerken, gelecek nesillerde de etkisini göstermeye devam edecek. Covid 19 süreci hepimizi derinden etkiledi ve daha da etkileyeceği kesin. Dijitalleşmeyle beraber hepimiz eksiklerimizi farkederken, önceden kaçındıklarımızın artık birer ihtiyaç haline geldiğini farkettik. 

#evdekal dedik, #hayatevesığar dedik, karantina günlerinde evlere kapandık. İşyerlerimizi kapattık, bir sonraki emre kadar bekledik. 1 gecede karantinaya girdik, 1 gecede açılacağımızı öğrendik. Panik halinde iş yerlerimizde ne gibi düzenlemeler yapmamız gerektiğine odaklanıp, en baştan çalışmaya başlıyormuş gibi yeni normal düzende gerekli hijyen koşullarına dikkat ederek önlemlerimizi aldık.

Corona virüs önlemleri ve uyulması gereken koşullar her sektöre göre Sağlık Bakanlığı tarafından madde madde yayınlandı. Hepimiz hijyenin önemini bir kez daha anlayıp, el yıkama alışkanlıklarından başlayarak sosyal mesafeye kadar kendimizi ve çevremizi sorgulamaya başladık. 

Hijyen hayatımızın en önemli parçası haline geldi. Ben daha Covid 19 pandemi süresince işyerleri açılmadan, kendi iş yerimde ne gibi önlemler alabileceğimi düşünmeye başlayıp, gerekli düzenlemeleri yapmaya başlamıştım. Hatta marketlerde talan edilen, fiyatları oldukça artış gösteren kağıt havlu, tuvalet kağıdı, kolonya ve dezenfektan gibi malzemeleri de stoklamaya başlamıştım bile:) Babanemin senelerce yatak altında bisküvi ve deterjanı neden stokladığını anlamaya çalışmışken, bir baktım ben de evde temel ihtiyaçlarımı 5’er 10’ar almaya başladım. Deterjan kokulu bisküvilerden, dezenfektandan aşınmış ellerimize kolonya sürdük daha temiz olsun diye hepimiz. Bir de kokusunu çektik içimize “ohh senelerce farketmemişiz şu kolonyanın önemini unutmuşuz” diye.. Kolonya şişelerini her yerde gördükçe, küçükken bitmiş Boğaziçi Kolonya şişelerini doldurmak için eczanelere gidip sıra beklediğimiz günleri anımsadım. Her kolonya gördüğümde ben hala eskilere gidiyorum anlayacağınız.. Ne varsa eskilerde vardır derler ya, öyleymiş.. Stokçuluğa ve kolonyaya, 80 lere döndük pandemi süreciyle beraber:) 

1 Haziran da spor salonlarının açılacağını öğrenmemle beraber ben de 1 gün öncesi pazar günü Piyo House’a koşarak, harıl harıl düzenlemelere başladım. Hijyenik pilates stüdyosu, hijyenik yoga stüdyosu nasıl olur tek tek madde madde en özenli şekilde gerekli düzenlemeleri yaptım. Hafta içi Sağlık Bakanlığı tarafından Covid 19 politikalarının da yayınlanmasıyla beraber, aslında gerekli koşulların çok da zor olmadığını, bizim zaten kendi stüdyom olan Piyo House’ta bir çoğunu ziyadesiyle önceden de uyguladığımızı fark ettim.

Neler mi yaptık?

Piyo House zaten geniş ve havadar bir stüdyoydu. Aletlerin arasını birazcık daha açarak sosyal mesafe koşullarını yerine getirdik. 

Üyelerimizi zaten randevu ile kabul ediyorduk, yine aynı şekilde, içeride kalabalık oluşmamasına dikkat edip, belli bir sayı üzerinde kişi içeriye kabul etmiyoruz.

Her ders sonrası ekipmanlarımızı zaten dezenfekte ediyorduk, yine aynı şekilde devam ediyoruz.

Biz girişte hep ayakkabı çıkarıyorduk, yine çıkarıyoruz. Galoş her zaman bulunduruyoruz.

Piyo’nun her yeri sürgü cam ve salonumuzu zaten sık sık havalandırıp, hava koşulları elverdiğince camlar açık ders yapıyorduk. Tüm yaz döneminde de klima açılmasına gerek kalmadan rahatça derslerimize devam ettik.

Girişe ve stüdyonun içerisinde ıslak mendil bulunduruyorduk, şimdi dezenfektan ve kolonya gibi antiseptikler de yerleştirdik. 

Her ders sonrası Piyo House eğitmenleri olarak zaten ellerimizi yıkıyorduk, kişisel hijyenimize eskisinden daha çok özen gösteriyoruz.

Piyo House butik bir stüdyo ve her gün zaten düzenli olarak temizlik yapılıyordu. Yine aynı şekilde gün içerisinde içeriyi havalandırılarak, genel temizlik yapıyoruz. 

Havlularımızı her kullanım sonrası yüksek derecede yıkıyorduk, yine aynı şekilde devam ediyoruz.

Bunları neden mi anlatıyorum? İşine özen gösteren insanlar oldukça Covid 19 salgın hastalığı yayılma oranı giderek azalacak ve hepimiz en az şekilde etkilenerek normal yaşantımıza veya iş yaşantımıza en az hasarla devam edeceğiz. Bu bir birlik işidir. Bireysel hijyenin dışında, tüm iş yerlerine, tüm kurumlara büyük iş düşüyor. Gerekli hijyen koşulları aslında çok da zor değilmiş. Ben evinde de titiz ve özenli bir kadın işyeri sahibesi olarak, iş yerim 1 Haziran’da açılmadan önce çok heyecanlı olmamla beraber, aslında çok da değiştireceğim şey olmadığını görünce ne yalan söyleyeyim kendi adıma gurur duydum.. Annemin bize senelerce verdiği “ortak ev kullanımı gerekli hijyen koşulları” sayesinde iş yerime de gerekli özeni gösterdiğimi farkettim:) Teşekkürler anne…

Bunların dışında, Covid 19 la beraber ilave olarak yaptıklarımız da oldu tabi ki. Ateş ölçer kullanmayı öğrendik mesela:) Girişte her üyemizin ve kendimizin ateşini ölçüyoruz. Tek kullanımlık kağıt havlular ve karton bardaklar kullanıyoruz. Girişte her üyemizin elini yıkaması veya dezenfekte etmesi konusunda kendilerini uyarıyor ve yönlendiriyoruz. Mümkünse gelirken spor kıyafetinizle gelip, duşları ve soyunma odalarını kullanmamaya dikkat ediniz diyoruz. Kendi havlu ve matınızı getirebilirsiniz diyoruz. İçeride sosyal mesafemize dikkat ediyoruz. Grup yoga derslerini durdurduk, kapalı grup şeklinde kendi ailenizle 2 veya 3 kişi şeklinde yoga yapabilirsiniz diyoruz.

Peki üyelerimize ne görev düşüyor? Ellerinizi yüzünüze değdirmemeyi alışkanlık haline getiriniz. Ben sürekli elim saçımda ve yüzümde bir insan olarak benim için en zor koşum bu oldu doğrusu. 

Ve ateş, öksürük, burun akıntısı, solunum sıkıntısı belirtileri olan, COVID 19 vakası veya temaslısı olan üyeler salona gelmesin diyip gerekli özeni göstermenizi bekliyoruz. 

Sonuç olarak, Covid 19 süresince alınan önlemler başarılı bir şekilde etkisini göstermeye başladı. Spor salonlarında gerekli hijyen koşullarının sağlanmasıyla beraber herkes işini daha ciddiye alır oldu. Kişiler yani öğrenciler hatta eğitmenler bile daha seçici oldu. Spor stüdyosu seçerken önceden sadece fiyat sorarak kıyaslama yapan bir çok kişi, ama orada ders saat ücreti 80 TL derken, ilk olarak gerekli hijyen koşullarını sormaya başladı. Ufacık apartman dairelerinde, ruhsatsız olarak çalışan, camı olmadan, sadece klimayla havalandırılan stüdyolar iş yapamaz hale geldi. Ayakkabıyla içeri girmenin modernlik olarak kabul edildiği bu devirde, spor salonlarında dışarda giyilen ayakkabıyla içeriye girilmemesi koşulu birçok insana zor gelse de bir şey diyemedi. 

Hepimiz değiştik, değişiyoruz. Eskileri, kötüleri, pisleri temizledik. Enerjimizi tazeleyip, dengede kalmaya çalışarak, sağlığımıza daha çok özen gösteriyoruz. Ruh beden zihin sağlığı diyerek toptan temizlikte fayda var. Hayatınızdaki toksik insanları da temizledim mi sizden iyisi yok.. Varlığından fayda gelmeyenin yokluğundan da zarar gelmez demişti eski bir dost. Hadi bakalım, kolay gelsin.

Sevgiler.)